rüzgâr
Ben aynamı kırdım; her parçama hasret düşer şimdi. Ben aynama kırıldım; her parçam ümide döner şimdi. -Senai Demirci “En büyük görev yaşamanın hakkını vermektir” sözünü bir takvim yaprağında göz ucuyla okuduğumdan bu yana en az [...]
mirac: bir ihtimam çağrısı
Yaşadığımız an'ın sonsuza tomurcuklandığını bildiğimizde, hayata özeniyoruz, an'ı el üstünde tutuyoruz, varlığa ihtimamla yaklaşıyoruz. Boşa harcadığımız nefesler, iğreti geçirdiğimiz anlar, hoyrat davrandığımız varlıklar o tomurcuğu kirletiyor, solduruyor, yaralıyor. Ahiret, Allah'ın rövanş günü değil, insanın yapıp [...]
Eski bir öyküye yeni bir yorum
Seattle Özel Olimpiyatları'nda, zihinsel özürlü olan dokuz yarışmacı 100 metre koşusu için başlama çizgisinde toplandılar. Başlama işareti ile birlikte hepsi birden yarışa başladılar. Bir hamlede başlamadılar belki ama, yarışı bitirmek ve kazanmak için istekliydiler. Yarış [...]
“Ben” diye/bildiğim kim ki?
Birinci tekil şahıs zamiri insana özgü olmalı. Bugüne kadar "ben" diyen bir varlık çıkmadı karşıma. Ne güneş ne ağaç ne gökyüzü ne dağ! Başka hiçbir varlık “ben” diyemiyor kendine. Aslında “kendi” olduğunun da farkında değil [...]
“Ânestu nârâ”
Deniz feneriyim ben. Hırçın dalgaların arkadaşı. Koyu gecelerin saklambacı. Yalnızların yoldaşı. Dolunayın sırdaşı. Yolunu kaybetmişlerin kardeşi. Uzun bekleyişlerin aydınlık köşe başı. Kederli özleyişlerin tatlı sarmaşığı. Deniz feneriyim ben. Ümitsize göz kırpan. Ufukları fısıldayan, çaresize. Şevk [...]
Sezai Demirci
O rakamları duyuyoruz her gün. Eksik olmuyor bilgi. Vaka sayısı, ölüm sayısı falan. Seksen beşi de kabul ediyoruz, 285'i de. Dünya çapında iki milyonu aştı diyoruz kolayca. İki milyon insan. Sayınca geçecek sanıyoruz; rakamları bilince [...]
İncinmiş Çocuğun 7 Yıkıcı İç Sesi
Ne kadar büyürsek büyüyelim, içimizde bir “çocuk” taşıyoruz. Soğanın cücüğü gibi, tüm kabukların altından çocukluk çıkar. “Çocukluk egosu” dediğimiz benlik parçamız, yetişkin davranışlarımıza rengini verir, yetişkin tavırlarımızı yoğurur. Öncelikle kriz durumlarında, yetişkin muhataplarımıza “çocukken” davrandığımız [...]
Doğru tartışmanın dokuz doğrusu
Kişiye değil görüşüne karşı çıkarsın. “Sen ne anlarsın elmadan ki?” “Senin sülalen gelse, beni elmanın kırmızı olduğuna inandıramaz. Oğlum, renk körüsün, kör!” Kişinin görüşünü basitleştirerek görüşü yıkmayı kolaylaştıramazsın. Karşı görüşü kartonlaştırma diyebiliriz buna. “Kırmızı elmayı [...]
“Allah’ın gücüne gider” mi?
Terapi Odası’ndaki sessizliği ürkütücü bulsam da seviyorum. Yeterince sabredilirse doğurgandır sessizlikler. O sessizliğin rahminde dillenir kadim acılar. O kelimesiz ürpertinin göğsünde çırpınır sızılar. Tam orada durduk Y Hanım ile… Kelimeler çekilince daha çok şey duyar [...]
“Sözyaşı”
Uzunca bir süredir arşivimde tuttuğum bu gözü yaşlı heykel resmine bakınca, yeni bir şeyler söyleme ihtiyacı duydum. Fotoğrafta beni ilk etkileyen küçük bir gözyaşının binlerce yıllık heykele kazandırdığı yenilik; soğuk ve cansız taşa bahşettiği can [...]
“Seni saklamak istiyorum.”
"Seni saklamak istiyorum..." Güzel bir aşk cümlesi... Sakince kollamayı, gizlice sahiplenmeyi, yavaşça özeli yapmayı, sabırla büyütmeyi ima ediyor. "Seni seviyorum"dan fazlasını vaad ediyor saklama isteği. Sevmenin beslediği sahiplenme isteğini ve mülküne geçirme hevesini terbiye ediyor, [...]
Bir “aşılanamama” hikâyesi
2008 yılı. Eylül’ün 17’si. İngiltere Yorkshire’daki gösterişli malikânenin bahçesi kazılıyor. Kazılan, bir mezar. Kurşun kaplı tabuttan “mühür” çıkarılacak. “Mühür” anlamına gelen ismini bir şekilde hak etmişti 89 yıldır mezarda yatan “Mark”. Torununun ifadesiyle “Ortadoğu’yu Şekillendiren [...]
“Dokunma Orucu”
Bir şeyin eksikliğini yaşamak, o şeyi yeniden fark etmeye yardımcı olur. Orucun anlamlarından biri de budur. Susamaya ve acıkmaya gönüllüce razı olarak, suyun ve ekmeğin değerini yeniden hesap ediyoruz. Kolay ulaştığımız, hazır bulduğumuz, hemen alıştığımız [...]
Ezan Türkçe okunmalı!
"Tanrı uludur" diye başlayan şey, “Ezanın Türkçesi” değildir. “Türkçe Ezan” da değildir. Aslında ezanın hiçbir şeyidir. Susturulan ezanın yerine konulan gürültüdür; anlamsız ve yersiz bir sestir; kelimenin tam anlamıyla bir kakafonidir. İcat edenlerin dinlemediği, karşı [...]
Küçük Sevdalar Koleksiyonu
Küçük Sevdalar Koleksiyonu'nu eşyanın dilini çözme, yüzünü okuma, özüne dokunma çabası olarak da seyredebilirsiniz. "Okuyabilirsiniz" demedim, "seyredebilirsiniz" dedim, çünkü kitaba başlarken "hayata resim altı yazıları yazmalıyım" demiştim kendime. Belki her makalenin yanına ya da üstüne [...]
“İnnâ lillah…”
Endişelenmiş olmalısınız bu başlığı görünce. Bu ifadeyi, şimdiye kadar bir ölüm haberi üzerine duyduk çünkü. Endişeye mahal yok; şimdilik bir yakınımı kaybetmedim. Bu ifadenin ölüm anında seslendirilmesi anlamlıdır elbette. Ölüm, kendimize ait olmadığımızı, başımıza buyruk [...]
Acil Çağrı
Basit ama kesin bir fizik kuralıdır: Bir yerde bulunman için diğer yerleri terk etmen gerekir. Bir anda iki yerde bulunman mümkün değil. Sadece bir yeri tercih etmen gerekir. Bunun bedeli bulunabileceğin başka bütün yerlerden çekilmektir. [...]
Kuş parçalama dersleri…
Onlu yaşlardaki çocuklarımıza Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitaplarında, "kuşları parçalama" telkini yaptığımızı yeni öğrendim. Üstelik bunun Allah'ın Hz. İbrahim'den isteği olduğunu söylüyormuş eğitim sistemimiz. Çocuğu merhamet ve ihtimam ahlakıyla tanıştırmak yerine Kur'ân'da olmayan anlamı, [...]
Söz Zinası
Yıllar önce "söz ahlakı"na dair Söz Yangını kitabıma son şeklini vermek için çalışırken, notlarım arasında şu hadisi bulunca, irkildim: "Gıybet, zinadan beterdir." "Nasıl yani?" diye itiraz eden iç sesimi susturamadım. Söz Yangını'nda bu hadisi alıntılamadım [...]
Cinsel Bağımlılık Söyleşisi
Bugün 14.00'de www.youtube.com/senaidemirci adresindedir. Bekliyoruz.
“Beni göremezsin!”
Söz ışıktan çok daha güçlü bir şiddette düşüyor aramıza. Şimşek gibi aniden parlıyor; sağımızdaki solumuzdaki siluetlere ruh üflüyor, ayakucumuzda bekleyen gölgeli kuytuları pırıltılı tebessümlere dönüştürüyor, uçurumların korkulu yüksekliğini ifşa ediyor. Gizli yüzleri yakalıyor; tehlikeli köşeleri, [...]
Cezve ve Cezbe
Bir fincan kahvenin sıcağı gibidir var edilmek. Sürpriz. Beklenmedik. Karşılıksız. Hesapsız. İkram. “Hele şöyle bir soluklan hele!” hitabı. Bu yüzden midir insanın sanki dünya dışına çıkışı kahvesini yudumlarken. ‘Belâ…” demek gibi varlığa . Var olma [...]
Porno Bağımlılığı Üzerine Düzensiz Notlar
Porno, mahrem olanın ifşasıdır. Görünmeyenin gösteriye dönüştürülmesidir. Gizli olanın sergilenmesidir. Bu eylem sadece cinsel alanda değil, bir çok alanda da heyecan uyandırır. Her insanın bilincinin diplerinde bir yerde bekleyen "anahtar deliğinden bakma" dürtüsünü tahrik eder. [...]
“Din” ve “ahlak” neden uzak köşelerde duruyor?
Genç bir dostum önceki akşam sordu: “Hocam, sosyal medyada yayınlanan Mustafa Öztürk videosuna ne diyorsunuz?” Mustafa Öztürk'ü, dedikleriyle çok fazla kişi Kuran'ı inkârla suçluyor. Dinlediğim, takip ettiğim, fikirlerini çok mantıklı bulduğum bir insan değildi fakat [...]