Samsun’da, 11 Kasım 1963’te doğdu. Uzun bir süre genç olarak yaşadı. Gençliğinin ilk kısmı zor sorulara cevap aramakla geçti. Sonra zor cevapların sorularını sormayı öğrendi. Kolay cevapları sevmedi. Ayakkabıcı çırağı olarak çalıştı. Çokça ayakkabı parlattı. Dağlarda inek çobanlığı yaptı.

Annesiz büyüdü. Canı yanmışları çok sevdi. Mürekkebini kalbinden akıtan yazarları okudu. Kemalettin Tuğcu okurken uyuyakaldığı olurdu. “Doktor olacaksın!” büyükannelerine verdiği sözü tuttu. Tıp Fakültesi’nde öğrencilik yaptığı sıralar, dayanılması en kolay ağrının başkasının ağrısı olduğunu fark etti. Başkalarının ağrısını da dayanılmaz bulduğunda insan olacağını öğrendi. Bir yandan kemikleri ve kasları ezberleyip kalp ve damar yollarında yürürken, insan ruhunun loş labirentlerine kulak vermeyi denedi. Yazmaya başladı. İdeali yazar olmaktı. Kelimelerin gönlünü almak için, görünenlerin sıradanlığını kırmak için heceler biriktirdi. İnsanın derinliklerinin korkulu da olsa güzel olduğunu gördü. Psikoterapist olmaya karar verdi. Her danışanından yeni şeyler öğrendi. Her bir şiirin dizi dibinde durup hatırını sormayı sevdi. Şiir ve düzyazı çevirileri yaptı. İnsanların hepsinin aynı memleketten olduğunu keşfetti. “Yaralı” olan herkese kanı kaynadı.  Pink Floyd, Dire Straits. Bob Dylan, Barış Manço, Ahmet Kaya dinledi, Halil Cibran, Herman Hesse, Said Nursi, Nietzsche, Goethe, Heine, Rilke okudu.

Artık yaşlı sayılsa da gençlerin babası olarak, şaşırmışların şaşkınlığına yoldaşlık ederek yoluna devam ediyor. Büyüyünce ne olacağına henüz karar vermiş değil. Sosyal medyayı çok sever.

Twitter’ı vardır, Instagram’ı da vardır: YouTube kanalı da fena sayılmaz.



Senai Demirci’yi tanıyın

SENAİ DEMİRCİ HAKKINDA DAHA FAZLA BİLGİ EDİNİN

Kimdir

Senai Demirci’nin Otobiyografisi

Yeni Kitaplar

Senai Demirci’in Son Yayınlanan Kitapları

Buluşmalar

Senai Demirci’nin Yakın Zamandaki Buluşmaları