İşbu video, yüzsüz bir soykırımcının, açgözlü bir işgalcinin, lanetli bir seri katilin, milyonlarca ışık yılı yarıçapındaki soğuk ve karanlık boşlukta yaşanabilecek biricik gezegende, eğitimli ve seçkin kişiler tarafından ayakta alkışlanabileceğini belgelemektedir.

Aslında, bundan önce de yeryüzünde bu tür sahneler milyonlarca kez tekrar edildi. Ancak bu, en yüksek çözünürlükte kaydedilen bir örnek. Üstelik, küresel düzeyde onaylanan bir örnek. Ve hiç şüphesiz en taze ve en rafine numune. Bu sahne, insanlık tarihine utanç olarak kaydedilecek bir belgedir. Önemlidir. Altı çizilecek kadar önemli…

Muktedirler komik adamlardır. Her alevinde binlerce dünyayı kavuracak güneşin dizi dibinde kendilerine taht kurarlar. Avunurlar alevlerin az uzağında olduklarını unutarak. Sevinirler saatin her ‘tik-tak’ının kendilerini “yenilerek delik deşik edilmiş yapraklara” [Fil Suresi] benzetmek üzere olduğunu inkâr ederek.

Muktedirler komik adamlardır. Her alevinde binlerce dünyayı kavurabilecek alev topunun dizi dibinde kendilerine taht kurarlar. Avunurlar alevlerin az uzağında olduklarını unutarak. Sevinirler saatin her ‘tik-tak’ının kendilerini “yenilerek delik deşik edilmiş yapraklara” [Fil Suresi] benzetmek üzere olduğunu inkâr ederek.

senai demirci

Bu sahneye hiç şaşırmıyoruz. Bu garip dünyanın üzerinden firavunlar geçti, alkışlayanları eksik olmadı. Güneş adı verilen bu alev topunun dibinde Neronlar günlerini gün etti; onları da alkışlayan kalabalıklar oldu. Ama sonra, olan oldu, saniye millerinin tıkırtılarına yenildiler, güneşin doğuş ve batışları ile eridiler, kemik tozlarına dönüştüler.

Kötülük sahnelerinin yeryüzünde daha sık tekrar edildiği doğrudur; iyilik sahneleri ise nadirdir; doğru. Kötülüğün sık tekrarlanması kötülerin başarılı ya da haklı olduklarını göstermez; sadece önemsiz olduklarını gösterir. Bir saat kadranında yelkovan akrepten daha sık tekrarlar yaşar. Saniye mili ise yelkovanı açık farkla geride bırakır. Ancak saat mili ağırbaşlıdır; tekrarı azdır. Ama başrol onundur ve zafer sonunda onun olur.

Kötülük sahnelerinin yeryüzünde daha sık tekrar edildiği doğrudur; iyilik sahneleri ise nadirdir; doğru. Kötülüğün sık tekrarlanması kötülerin başarılı ya da haklı olduklarını göstermez; sadece önemsiz olduklarını gösterir. Bir saat kadranında yelkovan akrepten daha sık tekrarlar yaşar. Saniye mili ise yelkovanı açık farkla geride bırakır. Ancak saat mili ağırbaşlıdır; tekrarı azdır. Ama başrol onundur ve zafer sonunda onun olur.

Yüzyıllar içinde çok şey değişmedi. Alkışlayanlar da alkış alanlar da saltanatlarının ‘şimdilik’ olduğunu unuttular. Uğursuz uğultularıyla korkularını bastırdılar, -varsa-vicdanlarının sesini susturdular. Alkışladıkları ellerini de ayaklarını da zamanın hızla akan selinden kurtaramadılar.

Satranç tahtasının üzerine bir başkasının eliyle dizilmişken kendilerini şah sanan taşlar, sonunda piyonlarla aynı torbaya tıkıştırılacaklarını unutmayı yeğledi.

Videoyu tam ortasından bölüp geriye sardırdım ki, seyrederken “ebabil kuşları”nın yerini alan saniye millerinin bu kibir ve küstahlık anıtı yaratıkları nasıl sessizce ve ısrarla terk edilmiş ve gözden düşmüş bir kevgire dönüştürdüğünü beraberce görelim…

Yazıyı Paylaş

Senai Demirci

Samsun’da, 11 Kasım 1963’te doğdu. Uzun bir süre genç olarak yaşadı. Gençliğinin ilk kısmı zor sorulara cevap aramakla geçti. Sonra zor cevapların sorularını sormayı öğrendi. Kolay cevapları sevmedi. Ayakkabıcı çırağı olarak çalıştı. Çokça ayakkabı parlattı. Dağlarda inek çobanlığı yaptı.

Bir yorum

  1. Mehmet Ali Kaya 30 Temmuz 2024 at 10.32 - Yanıtla

    selam bazen yazılarınızdan alıntı yapıp paylaşıyorum hakkınızı helal edin

Bir yorum bırak

Mail Listesine Katıl

YENİ BULUŞMALARDAN VE YENİ YAZILARDAN HABERDAR OLUN

İstenmeyen posta göndermiyoruz!

Sizin için seçtiğimiz yazılar